️ Preeklampsi ilerleyici ve birçok organ sistemini etkileyebilen gebeliğe özgü bir hastalıktır.
️ İlk kez Gebeliğin 2. yarısından sonra veya Doğum sonrası gelişir, yüksek tansiyon, idrarda protein atılımı (her hastada şart değil) ve çoklu organ hasarı ile karakterizedir.
️ Ana sebebi plasentaya ve anneye ait damar sistemlerinde mevcut olan disfonksiyonlardır.
️Doğumdan sonra kendiliğinden geçer.
️Hem anne, hem bebeğin sağlığını tehdit edebilir .
️Tansiyon 140-90 ve üzeridir. Bu kritere ilave olarak şu bulgulardan en az 1 tanesi de varsa Preeklampsi tanısı konur.
️İdrarda protein atılımı
️Kan elemanlarından olan ve pıhtılaşmaya yardımcı trombosit hücrelerinde azalma
️Karaciğer veya böbrek fonksiyon testlerinde bozulma
️Karnın özellikle sağ üst bölgesinde ve mide hizasında ağrı
️Akciğerde su toplanması
️Yeni ortaya çıkan ve geçmeyen başağrıları,,görme bulanıklığı, Gözde ışık çakması
RİSK FAKTÖRLERİ
Geçmiş gebeliklerde Preeklampsi hikayesi,
Kronik hipertansiyon,
Gebelik öncesi varolan şeker hastalığı,
Lupus hastalığı,
Antifosfolipid sendromu,
Obezite,
İlk gebelik olması,
Çoğul gebelik,
Aile hikayesi varlığı,
Kronik böbrek hastalığı.
Risk gruplarındaki hastalara gebeliğin erken döneminde hekim kontrolünde başlanan düşük doz aspirin tedavisi preeklampsi önleme noktasında elimizdeki ispatlanmış tek ilaçtır. Hastalık ortaya çıktığında ise hem annenin, hem bebeğin yakın izlemi, tansiyon kontrolü, nöbet riski yüksek hastalara hastane koşullarında özel tedavilerin uygulanması gerekmektedir.
Tansiyonunuzu 140-90 ve üzeri ölçüyorsanız,
Mide bölgenizde veya karnınızın sağ üst bölgesinde geçmeyen ağrılarınız varsa,
Geçmeyen şiddetli başağrıları çekiyorsanız,
Görme bulanıklığı, ışık çakmaları, görme alanında siyah alanlar ve boşluklar oluyorsa hekiminize başvurun
ERKEN DOĞUM
Gebelik süresi ortalama 38-40 haftadır. Fakat bazen şiddetli tansiyon hastalığı, bebekte gelişme geriliği gibi tıbbi durumlardan dolayı mecburen biz hekimler gebeliği erken sonlandırırız..bazen de bebek erken gelir. 37. gebelik haftasından önce olan doğumlara “ Preterm Doğum”, yani erken Doğum denmektedir.
Erken Doğum açısından değerlendirilmesi gereken durumlar :
-Adet sancısı gibi ağrılar,
-Düzensiz kasılmalar
-Alt sırt bölgesinde ağrı
-Vajina veya pelviste bası hissi
-Yoğun akıntı ,
-Nişan (hafif kanlı mukus),
-Lekelenme,
Rahim kasılmaları doğumun “olmazsa olmaz” ıdır, fakat hafif ve düzensiz kasılmalar gebeliğin her dönemi olabilmektedir, o yüzden her kasılma doğum göstergesi değildir. Burada önemli olan gerçek Doğum ile yalancı doğumun birbirinden ayrılmasıdır. Sancı sıklığı, uzunluğu ve şiddeti arttıkça gerçek doğum riski artar.
Erken Doğum nedir?
37. gebelik haftasından evvel gerçekleşen doğumlar.. (gebelikler genelde 38-42. haftalarda gerçekleşir)
Gebelik haftası düştükçe bebek için risk artıyor maalesef. 23. haftanın altında yaşam şansı yok denecek kadar az, 25. haftada %50 iken, 26. haftada %76.. Erken preterm bebeklerde ( 32. haftadan, özellikle 28. haftadan küçük bebeklerde ) Doğum sonrası solunum problemleri, kafaiçi kanamalar, enfeksiyonlar, beyin felci, gelişme gerilikleri daha sık rastlanıyor ..
Doğum haftası ve doğum sonrası bakım, hastanelerin Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinin olup olmaması ve imkanları da Doğum sonrası bu bebeklerin sağlık durumları üzerinde etkili oluyor.
Çoğu zaman herhangibir uyarı vermeden gerçekleşse de, bazı hastalar daha risklidir. Ama erken doğumların çoğunun da herhangibir risk faktörü olmadan gerçekleştiği gerçeğini de bilmek lazım..
Erken doğum için risk faktörleri neler?
– Geçmişte erken Doğum yapmış olmak
– Çoğul gebelikler
– Enfeksiyonlar
– Gebelikte kanama geçirmiş olmak
– Annenin kronik hastalıkları, gebelik zehirlenmesi, bebekte sağlığını etkileyen bir problem olması, bebeğin eşinin yapısal problemleri (böyle durumlarda zorunlu olarak bebek erken doğurtulabilir doktor tarafından
– Bebeğin suyunun fazla olması
-Bebeğin doğumsal anomalileri
NELERE DİKKAT EDELİM??
– Vajinal akıntının artması , daha sulu veya mukus gibi gelmesi veya kanlı akıntı olması
– Alt tarafınızda BASI hissi
– Devamlı olan sırt ağrısı
– Karında sürekli olan kramplar
– Düzenli kasılmalar
– Su gelmesi
Yan yatarak elinizi karnınızın üzerine koyup, parmakuçlarınız ile karnınızın tüm yüzeyini hissedin..Karnınızın üzerinde sertliği hissetmeye çalışın ., bu şekilde ağrısız kasılmaları hissedebilirsiniz. Eğer ağrınız varsa bunların sıklık ve süresini not edin. 20 dakika içinde 4 ve üzeri ağrınız olursa hekiminizi arayın.
Erken Doğum riskiniz olduğu teşhis edildiğinde hastanın kliniği ve bebeğin sağlığı uygunsa ve çok geç değilse bunu geciktirmek için bazı ilaçlar verilir, bebeğin akciğerlerini geliştirici iğneler yapılır. Group B streptokok enfeksiyonuna karşı bebeği korumak için antibiyotik yapılır, o sebeple riskli hastaların mutlaka Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi olan merkezlere transferi gerekmektedir.
TEKRARLAYAN DÜŞÜKLER
Maalesef gebelik kayıpları-kaçıncı haftada olursa olsun- aile için son derece yıkıcı olmaktadır.
Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde arkaarkaya 2 ve daha fazla sayıda olan düşükler ve 12. haftadan 24. haftaya kadar olan tek veya daha fazla sayıda olan tüm düşükler araştırılmalıdır.
En önemli risk faktörü anne yaşı ve
Kişinin daha önceden düşük yapıp yapmadığıdır.
Anne yaşı arttıkça düşük riski artar.
Daha evvelden düşük yapmışsa ve bu sayı ne kadar fazla ise bir sonraki gebelikte yine düşük yapma ihtimali artmaktadır.
Genetik faktörler (anne-baba veya fetusa bağlı genetik bozukluklar)
Bağışıklık sistemi ile ilgili bozukluklar (Antifosfolipid sendromu özellikle)
Anatomik bozukluklar (özellikle rahim yapısının bozulduğu, hacminin azaldığı anomaliler)
Rahimağzı yetmezliği
Çevresel faktörler (alkol, sigara, kafein tüketimi)
Maternal obezite
Kontrol altında olmayan şeker ve tiroid hastalıkları, polikistik over sendromu varlığı
Enfeksiyon
Pıhtılaşma bozukluğuna yolaçan hastalıklar da tekrarlayan düşüklere sebep olmaktadır.
-Herzaman belirli bir neden bulamayabiliyoruz, bu noktada psikolojik destek ve bilgilendirme çok önemlidir.
-Belirgin bir sebep tespit ettiğimiz hastalarımıza sebebe göre medikal ve cerrahi tedaviler uyguluyor, genetik bir sorun mevcutsa genetik danışmanlık veriyor, yardımcı üreme teknikleri ve embriyoya genetik testler yapılması gibi üst düzey teknolojilerden faydalanıyoruz.
-Sigara ve alkolden uzak durulması, sağlıklı beslenme, kafeinin azaltılması ve ideal kiloda olmak da bu süreçte tedavimizi desteklemektedir.